27 Mart 2014 Perşembe

19.YÜZYILIN ROMANTİK KADINI JANE AUSTEN....

Jane Austen İngiltere’nin Hampshire şehrinin bir köyünde 1775 yılında doğdu.Babası George Austen din görevlisiydi ve eşi Cassandra  ile toplam sekiz çocukları vardı.Bu çocuklardan sadece iki tanesi kızdı.İşte onlarda Jane ve çok sevdiği ablası Cassandra’ydı.
Jane Austen genellikle evinde özel dersler almış,İngiliz edebiyatını öğrenmesinin yanında, İtalyanca ve Fransızca gibi yabancı dilleri de öğrenmiştir.Yaşadığı yüzyıla göre oldukça iyi bir eğitim almıştı;özellikle de diğer bayanlara göre.Kimilerine göre 12 kimilerine göre ise 14 yaşında yazmaya başladığı kısa tiyatro oyunlarıyla edebiyata olan ilgisini ve yeteneğini göstermiş oldu.Bu kısa oyunlarAusten ailesini eğlendirme amacıyla kağıda dökülen yazılardı ama babası başta olmak üzere tüm aile Jane’in yazı yazma tutkusunun farkındaydı ve bu yolda ona her türlü desteği verdiler.
Yaşadığı dönemden dolayı gerçek kimliğini saklayıp,takma ad kullanarak kitaplarını yayınlatabilmiştir.Ancak bu kadar çabaya rağmen yazdığı romanlar fazla bir ilgi de görmemiştir.Aslında yapıtlarını da genç yaşlarda tamamlamıştır ama basımevlerinin ilgi göstermemesi nedeniyle romanlarının seneler sonra basılabildiğini görmüş;maalesef bazılarının yayınlanışını görmeye de ömrü yetmemiştir.
Jane Austen’in romanlarında,ana karakter hep kadın olmuştur.Bana göre bunun en önemli nedeni, Jane’in yazdıklarının, kendisi ve ablası Cassandra’nın hayatlarından  ve hayallerinden kesitler barındırıyor olmasıdır.Cassandra ile olan bağı da zaten Jane’in yazdıklarında kendisini belli etmektedir.Jane Austen romanlarının tarzını bilenler,hikayenin sonunda baş ve yan kadın karakterin elbette mutlu sona kavuşacaklarını da bilirler.Ancak Jane ve Cassandra hiç evlenmemiştir.
Romanlarında,taşra yüksek sınıfına mensup insanları konu edinir.Bu insanların her gün yaşadığı sıradan olayları basit,sade bir dille okuyucusuna aktarır.Öyle karakterler yaratmıştır ki romanlarında,aradan yüzyıllar geçmesine rağmen her milletten insan,hala onların yaşadıklarını tekrar ve tekrar okur.Aslında hikayeden çok karakterler kalır akıllarda.İşte Jane Austen’in farkı da budur;bana kalırsa.
Onun romanlarının en fazla eleştirilen yanı, benimse en sevdiğim yanlarından biri, döneminin siyasal sorunlarına,savaşlarına ve ekonomik problemlerine hikayelerinde yer vermemesidir.Elbette,bu kişisel bir tercihti ama beraberinde eleştirileri de doğurmuştu.Aslında bu tür olaylara değinmemesiyle karakterler ve onların ilişkileri de ön plana çıkmış oldu ki, biz biliyoruzJane Austen demek Darcy,Emma,papaz Collins veya Frederick Wentworth demektir.
Maalesef Jane Austen genç bir yaşta, 1817 yılında sağlık sorunları nedeniyle vefat etti.Hastalığına rağmen yazmaya başladığı ama sadece 11 bölümünü tamamlayabildiği,ailesinin Sanditon adını verdiği romanını bitiremeden…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder